Sonbaharda Cilt Bakımı
Cildiniz hakkında
Yapraklar sonbaharla birlikte renk değiştirirken, cildinizde de aynı değişiklikleri fark edersiniz. Havanın soğumaya başladığı aylarda özellikle rüzgarların sıklaştığı, soğuk ve kuru havalarda, cildiniz hızlıca sertleşmeye, kurumaya, kaşınmaya başlayabilir. Cildiniz özel bir organdır. Cildiniz sizi dış ortamdaki zararlı etkilerden koruyucu bir bariyer işlevi görür. Cildin dış katmanında doğal yağlar bulunur, bunlar duyarlı iç tabakadaki nemi korumaya yarar. Dış tabakadaki yağlar azaldığında ya da yıkanarak uzaklaştırıldığında ciltte kuruma başlar. Bu andan itibaren kuru cilt belirtilerini hissetmeye başlarsınız. Neyse ki bunu önlemek için yapabileceğiniz pek çok şey bulunmaktadır.
Kuruyan Cildinizin Bepanthol Cilt Bakım Ailesi ile Bakımı
Bepanthol Cilt Bakım Ürünleri cildin ana yapı taşını oluşturan vitaminlerden Provitamin B5 içerir. Cildin doğal koruyucu bariyerini koruyarak, esnek ve nemli tutulmasına yardımcı olur.
Bepanthol Dudak Bakım Kremi, kurumuş dudakları, rahat bir gülümseme için anında nemlendirerek koruma sağlar.
Bepanthol Onarıcı Bakım Merhemi, yumuşak ve konsantre dokusuyla yoğun nemlendirme sağlayarak nem kaybını engeller. İçeriğindeki Provitamin B5 sayesinde cilt bariyerini dış etkenlere karşı korur.
Bepanthol Cilt Bakım Kremi, dış etkenler nedeniyle, cilt kuruluğuna bağlı pul pul dökülen, çatlayan ve gerginleşen cildi nemlendirerek korur.
Cilt kuruluğuna neden olan dış etkenler
- Klima (sıcak veya soğuk): Klimalı ortamlardaki kuru hava ciltteki nemi emer.(1)
- Deterjan ve sabun ile temas: Deterjan ve sabun kullanımı cilt pH değerinin bozulmasına ve cildin tahriş olmasına neden olabilir. Sık el yıkamak, sabun kullanımı ve su sıcaklığı gibi cildi tahriş edebilen nedenlerle cilt üzerindeki koruyucu tabaka zarar görebilir ve cilt üzerinde kuruluktan dolayı tahrişe neden olabilir.(2-4)
- Su sıcaklığı ve su ile sık temas: Aşırı sıcak veya soğuk su ile temas ciltteki yağı azalttığı için nem kaybı olur, ılık su tercih edilmelidir.(2-4)
- Mevsim geçişleri: Yazın, güneşin ve nemi etkisiyle yıpranan ve hasar gören cildimiz, sonbaharın gelişiyle, özellikle rüzgar ve ani ısı değişikliklerinden olumsuz yönde etkilenir.(5)
- Soğuk ve kuru hava: 8°C altındaki sıcaklıklarda, yağ bezlerimiz yağ dokularını salgılamayı bırakır. Sonuç olarak cilt, koruyucu bariyerinin önemli bir kısmını kaybeder. Ciltte koruyucu yağ dokusu tabakası olmadığından, su cilt yüzeyinden daha hızlı bir şekilde buharlaşır.(5)
- Güneş: Hem ısı hem de ultraviyole ışınlarının etkisi ile ciltte nem kaybına neden olur.(6)
Kuruyan Cildinizin Bepanthol Cilt Bakım Ailesi ile Bakımı
Bepanthol Cilt Bakım Ürünleri cildin ana yapı taşını oluşturan vitaminlerden Provitamin B5 içerir. Cildin doğal koruyucu bariyerini koruyarak, esnek ve nemli tutulmasına yardımcı olur.
Bepanthol Dudak Bakım Kremi, kurumuş dudakları, rahat bir gülümseme için anında nemlendirerek koruma sağlar.
Bepanthol Onarıcı Bakım Merhemi, yumuşak ve konsantre dokusuyla yoğun nemlendirme sağlayarak nem kaybını engeller. İçeriğindeki Provitamin B5 sayesinde cilt bariyerini dış etkenlere karşı korur.
Bepanthol Cilt Bakım Kremi, dış etkenler nedeniyle, cilt kuruluğuna bağlı pul pul dökülen, çatlayan ve gerginleşen cildi nemlendirerek korur.
REFERANSLAR
1) Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Kronik Hava Yolu Önleme ve Kontrol Programı, Türkiye'nin Hava Kirliliği ve İklim Değişikliği Sorunlarına Sağlık Açısından Yaklaşım, 2010.
2) Trampuz A., Hand Hygiene: A Frequently Missed Lifesaving Opportunity During Patient Care. Mayo Clin Proc. 2004;79: 109-116.
3) Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği. El Hijyeni Kılavuzu, Hastane İnfeksiyon Derg 2008;12(Ek 1):3-29.
4) World Health Organization. WHO Guidelines on Hand Hygiene in Health Care, WHO, Geneva (2009). ISBN: 9789241597906. 4. Çomoğlu T., Kozmetikler, Marmara Pharmaceutical Journal 16: 1-8, 2012.
5) Karaduman A., Yaşlılarda Sık Karşılaşılan Deri Sorunları , H.Ü. Tıp Fakültesi GEBAM , p. 37-40.
6) Sarıcaoğlu H., Güneşlenme Sonrasında Deri Bakımı,Turkiye Klinikleri J Cosmetol 2004;5(4):186-90